Elbetteki hiç kimse Fenerbahçe'den büyük değildir. Elbetteki o çubuklu forma kutsaldır. Ne Tuncaylar, ne Aureliolar, ne Semihler, ne Ömerler ve de ne Aziz Yıldırımlar Fenerbahçe'den büyük değildir. Ama yıllarca bu kulübe hizmet etmiş sporcularla da ayrılırken bile karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesin de yolları ayırmak gerekir. Taraftar da bunu hissetmelidir. Tuncay'ın Aurelio'nun bonservissiz gitmeleri tabiki bizleri üzmüştür. Mirsad'ın lig bitmeden Efes'e imza atması tabiki bizleri üzmüştür hatta Semih'in ve son olarak Ömer Aşık'ın kulübe ihtar çekmeleri tabiki üzmüştür ama bu durumlar taraftara yansıtılmadan sessizce çözülmelidir. Nasıl yönetimin doğru ve yanlış hareketleri oluyorsa sporcularında zaman zaman olması normaldir. Sene başında Mirsad Efes'e imza atmasına rağmen sözleşmesini uzatıyorsun sonra da haftalarca oynatmıyorsun. Sonra kim zarar görüyor tabiki takım. Euroleague'den erkenden eleniyorsun. Hem de 2010'da final four beklediğin euroleague'den. Sonra noluyor? Yabancılar oynamadan milyonlarca euro alıyor (helal olsun kimsenin parasında gözümüz yok) Semih'in kontratını kafana göre uzatıyorsun, Semih'te kulübe ihtar çekince nasılsa bizim çocuk hallederiz mantığıyla davranıyorsun. Ceza olarak maçlarda oynatmıyorsun. Sonuç? Yine olan takıma oluyor. Son olarak ta Ömer Aşık parasını alamadığı için ihtar çekmiş kulübe ve onuda basketbol takımının en fazla ihtiyaç duyduğu adamı kadro dışı bırakıyosun. İşin acı tarafı NBA'e gitmesin diye sene başında yaptığın kontratı geçersiz diyerek yok sayıyorsun. Yönetim bu konularda bence çok yanlış daavranıyor. Kendi içinde çözebileceği ufak meseleleri daha sonra içinden çıkılamayacak hale sokuyor. O Ömer Aşık ki takımın en yararlı oyuncusu, sene sonunda Galatasaray'ın ilk hedefi haline geldi. Sonra da basketbol salonları neden dolmuyor diye konuşuyoruz. Sene başı elden giden Enes Kanter'in McDonald's All-American'da neler yaptığını hepimiz biliyoruz. Artık bu konularda daha dikkatli davranılması gerekiyor. Yönetimin her alanda Fenerbahçe Acıbadem gibi kadrolar kurması, taraftarında her branşta tribünleri doldurması gerekiyor. Elbette ki kimse Fenerbahçe formasından büyük değil ama sonra da elden kaçan balığın büyük olduğu farkedilince insan üzülmeden edemiyor.
30 Nisan 2010
Elden Kaçan Balık Büyük Olursa?
23 Nisan 2010
Yönetimden Bilet Jesti
Bu sene başında çok kızdık bilet 55 lira olur mu diye.. Yönetim aldırış etmedi kombine al o zaman dedi. Baktı öyle olmayacak önce 44 daha sonra 22 lira yaptı biletleri. Ama son hamlesi gerçekten güzel bir jest oldu. 120 liralık kasımpaşa biletlerini satın alıp taraftara 50 ve 80 TL'ye satıcak. Daha az olabilirmiydi? Belki ama bu da iyidir. Şampiyonluğa giden yolda taraftara olan ihtiyaç yadsınamaz. Teşekkürler..
19 Nisan 2010
Esas Derbi Kasımpaşa
Dün geceki maçla birlikte ligde Beşiktaş ve Galatasaray'a karşı oynanan son 21 maçta sadece 2 mağlubiyeti var Fenerbahçe'nin. Fenerbahçe'nin zaten şampiyonluktan kopmasının nedenleri hiç bir zaman derbi maçlarındaki puan kayıpları olmamıştır. Kazanamadığı ve tonlarca puan kaybettiği anadolu takımları maçları olmuştur. İşte bu yüzden Fenerbahçe için esas derbi haftaya oynayacağı Kasımpaşa maçı derbi niteliğindedir.
Maça gelecek olursak eğer Beşiktaş'ın sekiz defansif oyuncuyla oynaması zaten nasıl bir oyun planladıklarını gösteriyordu. Ama büyük kaptan Alex öyle bir gol attı ki herşeyi alt üst etti. Santradan sonra topu korner bayrağının yakınında taça gönderip önde baskı sağlatması beraberinde golü getirdi. İlk yarı oyunu Fenerbahçe domine etti. Güiza ve Alex'in kaçırdığı iki tane yüzde yüzlük gol var ki Güiza'ya zaten bişi demiyoruz da artık Alex sen nasıl kaçırırsın onu. Ama yine de varlığın yeter canın sağolsun.
İkinci yarıda Beşiktaş baskıyı kurdu. Ama göstermelik bir baskıydı penaltı pozisyonları dışında net pozisyonları yok. Hakem hakikaten rezil bir maç yönetti. Bir kere Lugano'nun eli kesin penaltı. Kırmızı kartların hepsi haksız, Volkan ve Selçuk'a gösterdiği kartlar öyle zaten yardımcısı tam bir skandal. Maçın ağırlığını kesinlikle kaldıramadı.
Yalnız şu da bir gerçek ki rakip ne kadar kötü oynarsada oynasın Fenerbahçe ikinci golü atmadıkça taraftara rahat yok. Bakalım işte çat bir penaltı yürekler ağızda. Volkan'ın penaltıyı çıkarması belki de şampiyonluğun anahtarı.
Gelelim diğer bir skandala. Fabio Bilica'ya yani. Bilica kesinlikle ve kesinlikle Fenerbahçe'nin futbolcusu değildir ve olamazda zaten. Sezon biter bitmez gönderilecek ilk isim olmalı. Burdan tüm Fenerbahçe taraftarlarına, bloglarına ''Bilica Fenerbahçe'den gitsin'' kampanyasının başlatılmasını rica ediyorum. Herkes Lugano'yu çirkef falan zanneder ama Bilica'nın yanında bir melek. Bir insan bu kadar terbiyesiz, bu kadar takımına zarar veren kişilikte olamaz ya olmamalı. Bir tek dünkü maçta değil sezonun tamamında öyle. Rakibi her itiş kakışın içinde o, İ.Toraman'ın saçını çeken o, penaltı noktasını deşen o, penaltıyı yapan o. Yeter artık Bilica bi an önce git şu takımdan artık.
Ve son sözler tabiki taraftara. Muhteşem bir taraftar vardı dün sahnede. Maçın başından sonuna kadar hiç susmayan, hep destek tam destek gösteren bir taraftar. Bütün bir hafta başta papazın çayırı olmak üzere başlatılan 'Melekleri alkışlayalım' kampanyası da erkek takımınında şampiyonluğuyla birlikte muhteşem görüntülere sahne oldu ve onlarda hakettikleri alkışları Saraçoğlu'nun çimlerinde bir kez daha aldılar.
15 Nisan 2010
Yok Artık Fener
Dün İspanyol As gazetesi öyle bir haber duyurdu ki heyecanlanmamak içten bile değil. WNBA'in en iyi oyuncusu bir nevi bayan basketbolunun Kobe'si Diana Taurasi'nin önümüzdeki sezon için Fenerbahçe ile anlaştığını duyurdu. Ne kadar doğru bilemem ama kariyerinde her alanda şampiyonluklar bulunan Taurasi'nin Fenerbahçe'ye gelmesi demek avrupada şampiyonluk demektir. Son yıllarda Fenerbahçe WNBA şampiyonu Phoneix Mercury'nin en önemli üç yıldızı olan Cappie Pondexter ve Penny Taylor'dan sonra Diana Taurasi'yi de alırsa çok büyük bir iş başarmış olur. Taurasi bu yıl yine Spartak Moskova'yı Euroleague şampiyonluğuna taşıdı. Rusların zaten bu işe ne kadar paralar harcadıkları biliniyor ama Taurasi'nin gelmesi halinde 1 milyon dolar alacağını yazmış AS gazetesi. Zaten başka türlü getirmek çok zor. Öyle gözüküyor ki bayan voleybol takımının şampiyonlar liginde final oynaması Aziz başkanı şevke getirmiş. Seneye bayanlarda hem voleybolda hem de basketbolda avrupa şampiyonluğu gelirse kimse şaşırmasın.
Türkiye Kupası
Her ne kadar bu sene kızlar bize 5 setlik maç izletmedilerse de son dönemlerde 5 setlik maçların artması bizim heyecan katsayımızın artmasına neden oldu. İlk maçta 2-0'dan maç verince nazar boncuğu olsun dedik ama dün de rakip geriden gelince noluyoruz demedik değil yani. Neyse ki bu sefer son seti alıp maçı altın sete taşıdı sarı melekler ve altın sette taraftarın da müthiş desteğiyle seti domine ederek Türkiye kupasını müzemize getirdiler. Bu kızlar zaten tüm övgüleri hakediyorlar. Bütün Fenerbahçe taraftarının arzuladığı mücadeleyi sahaya yansıtıyorlar. Bayan voleybolda Türkiye kupasını ilk kez almışız. Türkiye kupasında her branşta bir sorunumuz var anlaşılan. Neyse zevkli geçen maçın ardından Sarı Meleklere ellerinize sağlık diyelim ve darısı futbol takımının başına olmasını dileyelim..
9 Nisan 2010
Haftasonu İzlenilir Maçlar
10 Nisan Cumartesi
19:00 Aston Villa - Chelsea (Spormax)
19:00 Beşiktaş - Trabzon (LİG TV)
19:30 B.Leverkusen - B.Münih (TRT)
21:45 Fiorentina - Inter (NTV Spor)
23:00 Real Madrid - Barcelona (NTV)
11 Nisan Pazar
13:30 PSV - Feyenoord (Futbol Smart)
15:00 Gençlerbirliği - Bursaspor (LİG TV)
15:30 Blackburn - Man. UTD (Spormax)
17:00 Liverpool - Fulham (Spormax)
18:00 Lyon - Lille (Kanal A)
19:00 Galatasaray - Diyarbakır (LİG TV)
Messi vs. CR9
''El Clasico öncesi herkes ikimizden bahsediyor ama bu maç kişisel bir maç değil'' C.Ronaldo
Kusura bakma Ronaldo'cuk ama şu anda kimse senden bahsetmiyor. Dünyanın konuştuğu tek bir isim var ki onu da söylemeye gerek yok heralde..
Etiketler:
Barcelona,
Cristiano Ronaldo,
Messi,
Real Madrid
7 Nisan 2010
Barcelona 4-1 Arsenal
Söylenecek tek bir şey var ki onu da Ertem Şener zamanında söyledi zaten.
'' Lionel MESSI bu çocuk neyin nessi..''
5 Nisan 2010
Gönüllerin Şampiyonu
Final Four'un ilk ayağında Cannes maçında yaşadığımız heyecan ve stres sonrası bu maçta daha sakin olacağımız şüphesizdi. Bergamo gerçekten iyi bir takım ama hep 2-0'dan sonra 3-2 alacağız maçı diye içimden geçirdim. Müthiş bir geri dönüş yaptık ama sonu gelmedi. Daha önce de bahsettiğim gibi bütün Fenerbahçe taraftarlarının bu sene izlemekten en fazla zevk aldığı takım Sarı Melekler. Belki finali kaybettik ama unutmayalım bu takımın daha ilk senesi. Yine de bize yaşattıkları bu heyecan ve gurur için hepsine tek tek teşekkürler. Yalnız final four'da en kötü kaldığımız pozisyon pasör mevkindeydi. Naz çok az süre aldı. Belki Naz oynasa daha fazla etkili olabilirdik. Çok fazla teknik taktik konuşmaya gerek yok zaten ama Acıbadem sponsorluğunda bu takım gelecek senelerde adından daha çok söz ettirecektir. Son sözüm de dün futbol maçında açılan pankart olsun ''Armanın Gururu SARI MELEKLER''
2 Nisan 2010
Şampiyonluk İstiyoruz
Bitmez tükenmez aşkımız
Kalbimizde yaşıyoruz
Haydi bastır FENERBAHÇE
Şampiyonluk İstiyoruz..
Kalbimizde yaşıyoruz
Haydi bastır FENERBAHÇE
Şampiyonluk İstiyoruz..
Şampiyonlar Ligi final four maçları öncesi Fenerbahçe Acıbadem Bayan Voleybol takımımıza yürekten başarılar diliyorum. 1 numaralı kupadaki ilk şampiyonluğumuz öncesi dualarımız sizinle..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)