31 Ağustos 2010

Kısa Kısa Transfer

  • Schalke 04 Almanya liginde bu sene transferleriyle ön plana çıktı. Transferde Real Madrid'in yıldızı Raul alarak adından söz ettirmişlerdi. Şimdi de transferin son gününde Milan'dan Huntelaar ve A.Madrid'den Jurado'yu aldılar. Enterasan bir hücum hattı oluşturdular. Bakalım bu sene ne yapıcaklar izleyip göreceğiz.

  • Bir diğer Alman ekibi Stuttgart ise Juventus'un Arjantin asıllı İtalyan oyuncusu Mauro Camoranesi ile anlaştı.
  • Türkiye'de ise Fenerbahçe kaleci Serkan Kırıntılı'yı alırken Galatasaray ise Misimoviç ve Insua'yı kadrosuna dahil etti.

27 Ağustos 2010

Kaldığı Yerden Devam


Eleştirdiğimiz zaman yapılan tesis projeleriyle övünüyor Aziz başkan ve yönetim. Ama sportif anlamda bir de gerçekler var. Bu takımın sezon öncesi yapılanmasında sorunlar var. Bir kere tam bir komedi olan teknik direktör krizinden sonra planlama çok ama çok kötü yapıldı. Aykut Kocaman'ın takımın başına getirilmesine hiçbir itirazım yok ve sonuna kadar arkasındayız. Taraftarın ve yönetiminde böyle olması gerek. Her sene bence olması gereken çok önemli bir unsur var. Kesinlikle ve kesinlikle elindeki ve transfer edilmiş tüm futbolcular birlikte kampta olmamlılar. Yoksa ne oluyor bu sefer takım Avrupa'dan eleniyor ama hala transfer edilecek oyuncular var. Olmaz böyle bişey. Sen yaz döneminde Gyan'ın peşinden bu kadar koştun sonra sıkışınca Niang'ı aldın. Adam süper topçu ama gelir gelmez tanımadığı 10 adamla maça çıkıyor. Kim ne yapar ne eder bilmeden Avrupa maçında oynuyor. Geçen senede günlerce Poulsen'in kapısında yatıldı keza bu sene Krasiç'in adamlar gelmedi. Bir 'B' planı olmadığından hangi oyuncu müsaitse ona yönelindi. İki senedir dilimizde tüy bitti şu Bilica'yı yollayın tam bir el bombası her an patlayabilir dedik. İşte size dün akşam ki maç. Beyefendi kafa topuna çıkmaya tenezzül etmedi. Sonuç ne taraftar kanser olsun. Takımda canla başla oynayan iki adamın alternatifi yok. İşte Emre'ye bişi oluyor hemen Selçuk-Baroni ikilisi. Eyvahlar olsun bu ikilinin yan yana oynaması imkansız. Bir diğeri allah nazarlardan, sakatlıklardan korusun Gökhan Gönül. Olmadığı zaman maalesef Fenerbahçe izlenmiyor. Yerine oynayan çakma sağbekler insanı kanser ediyor. M.Topuz-Emre ikilisi göbekte ideal gibi gözüküyor. A.Santos'un toparlanması şart ve bu takımda yerli statüsünde oynayan Kazım her türlü oynar. Adamın adı çıkmış dokuza inmez sekize kesinlikle sağ tarafta oynar. Niang çok olumlu sinyaller veriyor bana en azından adam geçebiliyor keza Stoch'ta öyle. Ama ne oldu yine yönetimin plansızlığı bizi Avrupa'dan etti. Yazık değil mi şimdi kombinelere verilen o paralara. Hoş biz iyi günde kötü günde yanındayız her zaman takımın. Aziz başkan geçen başkanlık seçimi öncesi önümüzdeki yıldan itibaren Fenerbahçe'nin şampiyonlar ligi oynamayacağı bir sezon olmayacak dedi şimdi takım Avrupa'da yok.


Son olarak Aykut Kocaman'ın oynatmaya çalıştığı futbol kesinlikle zevk veriyor ama takımın oturması lazım. Birçok taraftarı Trabzon maçı bile mutlu etti geçen senelerdeki Fenerbahçe'ye nazaran. Bu futbol anlayışının işlemesi için de Gökhan Gönül gibi adamlar olması gerekiyor takımda kesinlikle Cristian, Bilica gibi adamların değil...

20 Ağustos 2010

Çubuklu Zamanı Sanki


Bi kere Young Boys maçlarından ders alınmış. İkinci yarıda oynanan oyun umut verici. Çünkü yine takımın birçoğu eksik. İkincisi Selçuk ve Cristian yan yana oynadığında orta sahadan hücum anlamında bişiler beklemek manasız. Böyle olunca Alex'le Semih çok yalnız kalıyor ilerde. Niang 45 dakikada olsa umut verdi taraftara. Gerçi Güiza'dan sonra kim gelse aynı etkiyi yaratabilirdi. Gökhan Gönül'ü allah nazarlardan, sakatlıklardan korusun. Canla başla her maç mücadelesini veriyor ve her maç takımın en iyisi. M.Topuz formayı kaptırmak istemiyorsa üzerine biraz daha koymalı. Dün son dakikada adamların kaçırdığı golü tur için bir umut olarak görelim yoksa çevirmemiz çok zor olurdu. Taraftarın desteği ile turu geçebileceğimize inanıyorum. Dönelim lige. Trabzon maçının favorisi Trabzon. Çünkü adamlar inanılmaz rahat oynuyolar. Eğer bizde üzerimizdeki baskıyı azaltabilirsek kazanma şansımız var ancak baskıyı azaltalım derken vurdum duymaz bi takım olmasın kesinlikle. Son olarak üç avrupa maçında da galip gelemedik ve üç maçta da mavi formayı giydik. Artık Çubuklu zamanı sanki..

16 Ağustos 2010

Güzel Başladık Güzel Bitsin


Aykut hocayla birlikte şampiyonlar liginden elenmenin ardından bu sefer lige güzel bir başlangıç yaptık. Hem futbol anlamında güzel hem de skor. Tabi şimdi diyoruz ki ahh Young Boys maçlarında nerdeydiniz ama hakkaten kadronun yarısından fazlası yoktu. Dün Fenerbahçe taraftarın beklediği futbolu sahaya yansıttı yine tıpkı geçen senenin son maçı Trabzon maçındaki gibi. Bu sefer golleri rahat bulduk, atamadıklarımız attıklarımızın iki katı. Oyun anlamında Alex-Semih uyumuna zaten birşey sölememize gerek yok ama benim en çok hoşuma giden şey pas trafiğimizdi. Gerçekten Barcelona gibiydik bi ara. Tabi bunda Antalya'nın zayıf oyunu da etkiliydi ama yinede bu iyiye işaret bence. Bundan sonra bu futbol üstüne konularak devam etmeli kesinlikle ama bu galibiyet yanıltmasın bizleri herşey güllük gülistanlık değil elbette. Önümüzde çok önemli iki maç var. Paok ve Trabzon maçlarından alınacak galibiyetler takımın ve taraftarın havasını kesinlikle değiştirir ve moralini yükseltir. Son olarak bu takımda yapılan revizyonlarla ilgili birşeyler söylemeden geçmeyelim. V.Babacan-Önder-Deivid-Güiza bu dörtlünün gitmesinde oldukça hemfikirim Aykut hocayla ama Kazım konusunda hala tam emin değilim. Bence takımda bulumalı diye düşünüyorum. Ve açılacak yabancı kontenjanıyla da bir tane defans takviyesi kesinlikle şart. Dünkü maçta Bilica ne kadar uslanmış gözükse de napacağı hiç belli olmaz.

11 Ağustos 2010

Efsane


Son günlerde okuduğum en güzel yazı olmuş.. Okuyun

5 Ağustos 2010

Yine Aynı Senaryo


Aragones döneminden sonra başkanlığa adaylık konuşmasında üç yıl üst üste şampiyonluk dışında Aziz Yıldırımın verdiği en önemli sözlerden biri de Fenerbahçe'nin bundan sonra Şampiyonlar liginde yer almayacağı son sene olacak lafıydı. Bu sene yine söylediği forvet transferi Belçika kampına yetişecekti. Artık Aziz Yıldırım ne derse olmuyor şeklinde yavaş yavaş bir ortam oluştu. Bu ortamdan da taraftar oldukça sıkıntılı ve mutsuz. Artık bir şeyler değişmeli dediğimizde bunun başında kesinlikle ve kesinlikle yönetimin mevcut zihniyeti yer alıyordu.

Çoğu insanın adını bile ilk kez duyduğu Young Boys takımı iki maçta da takır takır top oynarak ve hakederek eledi bizi. Her maçta istikrarlı bir şekilde 10 kişi kalmamız bu senenin yeni trendi olsa gerek. Aykut Kocaman'a desteğim sonsuz bir şekilde devam edecektir. Ama yönetimin tıpkı 2006'da Dynamo Kiev'e elendikten birgün sonra duyurduğu Kezman-Deivid-Edu gibi transferlerin bir benzerini önümüzdeki bir iki gün içinde tekrar yapmasını artık bu taraftar yemez. Senin sezon açılışında hangi tarihlerde maç yapacağın belli ise tüm transferlerini o maçlara ve sezon başı kampına yetiştirmek zorundasın yoksa lig başladıktan sonra gelen oyuncuların uyum süreci, antreman eksiği falan derken biliyoruz ne olduğunu.

Umarım bu sene Aykut hoca bu değişimi en az zararla kapatır ve bir Fenerbahçe ekolü yaratır.