28 Haziran 2010

Juan Mata Bayıltıyor


Dün Gecenin Ardından

Şüphesiz bugün de en çok konuşulan şey düne hakemlerin damga vurmasydı. Ama şöyle bir düşündüğümüzde eğer futbolun adaleti varsa zaten dünkü sonuçlar değişmezdi. Almanya ilk yarıda adeta sürklase etti İngiltere'yi. Bol pasla ve defansın arkasına atılan toplarla çok etkili oldular ve bir anda 2-0 öne geçtiler. İngiltere'nin maçta en etkili olduğu bölüm golü atıp hemen arkasından verilmeyen golünün olduğu dakikalardı. Ondan sonra bütün maçta yoktular zaten. İkinci yarı Almanlar çok akıllı kontralarla 4'e gittiler.


Akşam ki maça da hızlı başlayan taraf Meksika'ydı. Pozisyon olarak olmasa da etkili şutlarla öne geçebilirlerdi. Arjantin ofsayttan da olsa golü bulunca ve hemen akabininde 2'yi bulunca rahatladı. Zaten öne geçen bir Arjantini yenmek kolay değil. Tevez'in attığı ikinci gole ise şapka çıkartılır. Hakikaten müthişti. Zaten 3. golden sonra Maradona'da takımı dinlendirdi Almanya maçı için. Messi bu maçtada gol atamadı ama bunun yanında iyi bir turnuva geçiriyor. Yanılmıyorsam tüm maçlarda 90 dakika oynadı. İşallah genellikle direklerin ve kalecilerin izin vermediği golleri Almanya maçına saklamıştır.

Arjantin için ikinci tur ve çeyrek final maçları 2006'nın kopyası oldu. Önce Meksika sonra Almanya. Ama bu sefer umarız Almanya'yı geçerler. Muhteşem bir mücadele bizi bekliyor.

26 Haziran 2010

Hayırlı Olsun Aykut Hoca Ama...


Aykut Kocaman sportif direktör olduğunda inşallah bu sistem Fenerbahçe'de kalıcı olur diyordum. Bütün transferleri hatta buna kesinlikle ve kesinlikle teknik direktör de dahil Aykut Kocaman yapmalıdır. Daum'la yolların geç ayrılmasından ve şu zamanda Fenerbahçe'ye uygun teknik direktör kolay kolay bulunamayacağından dolayı bu sıkıntılı zamanda Aykut Kocamanın takımın başına geçmesi doğru bir karardır. Ancak Aziz Yıldırım yönetiminin 13 yılda çalıştığı dönemde teknik direktör yaklaşımları şampiyon yapamayan gider felsefesindeydi. Şimdi yönetimden en büyük ricam Aykut Kocaman bu takımın sportif direktörlük görevine de devam etsin. Belki 5 yıl 10 yıl kadar bu görevde kalsın. Şuandaki sıkıntılı dönemde takımı yönetmesi iyi bir olaydır. Fakat olası bir başarısızlıkta görevine son verilmesin. Yine sportif direktörlük görevine devam etsin ve kendisinin seçtiği teknik direktörle devam edilsin. Bence Aykut Kocaman kendisinden sonra takımın başına geçebilecek teknik direktör adaylarının 3-4 tanesini yönetime sunmalı ve yönetim kendisinin verdiği isimlerden biri ile anlaşmalıdır. Artık futbol takımının patronu kendisi olsun. Aykut Kocaman ise artık beyefendi kimliğinin bir bölümünü bir kenara itip masaya yumruğunu vursun ve bu kulüpte teknik direktörlük görevi tamamlandıktan sonra da başarılıda olsa başarısızda olsa sportif direktör olarak göreve devam etsin. Yönetimden en büyük ricam benim şuan budur. Son olarak Aykut hocaya yeni görevinde başarılar dilerim.

24 Haziran 2010

Tebrikler Marsel

Marsel Wimbledon'da ana tabloya kalarak bizleri zaten bir kez daha gurulandırmıştı. İlk maçta yaptığı iş de öyle az buz bir iş değil. 2-0 geriye düşüp, soğukkanlılığını hiç bozmadan maçı 3-2 kazanmak herkesin yapabileceği bir iş değil. 2.turda da galip gelebirdi Marsel ama maçın ilk oyununda kendi servisini vermesi ilk seti kaybetmesine neden oldu. bir şekilde de maçı kaybetti ama gösterdiği mücadele Marsel'in ne kadar yol kateddiğinin göstergesi. Servislerinde muazzam bir gelişme var. Bu şekilde gelişimine devam ettiği takdirde Marsel'i kariyerinde önemli başarılar bekliyor. Yine de bize Wimbledon'da bir Türk'ü izlettiğin için teşekkürler.


Gelelim tarihi maça. Isner ve Malut salı günü başlayan, bugün devam eden ve yarın devam edecek grand slam tarihinin en uzun maçına imza attılar. Tam 600 dakikadır yani 10 sattir süren bu maçın kazananı daha belli değil. Yarın herkesin gözü bu maçta olacaktır. Kim kazanacak bilemeyiz ama kaybedene çok yazık olacağı bir gerçek.

21 Haziran 2010

Wimbledon Başlıyor


Sezonun en prestijli Grand Slam'i bugün başlıyor. Bizim için bu yılki turnuvanın anlamı biraz daha farklı. Çünkü ilk defa bir Türk tenisci Wimbledon'da ana tabloya kaldı. Marsel İlhan son yıllarda yaptığı çıkışla Amerika ve Avustralya açıktan sonra şimdi de Wimbledon da boy gösterecek. Marsel'in maçı bugün saat üç buçukta. Ve diğer grand slamlere göre bu sefer Marseli ntvspordan canlı izleyebileceğiz. Kalbimiz seninle Marsel umarız en azından ilk turu geçip ilk galibiyetini alırsın Wimbledon'da. Gelelim favorilere. Şüphesiz Roger Federer ve Rafael Nadal en büyük iki favori fakat Roger Federer bu kez Djokovic, Hewitt ve Andy Roddick'le tabloda eşleşmelerin aynı tarafında bulunuyor. Nadal ise Andy Murray ve Soderling'le aynı tarafta. Olası bir Federer-Nadal finali muhtemel ama hiç belli olmaz. Bu ikilinin Wimbledon finalinde 2007'de Federer 2008'de Nadal müthiş maçlarda galip gelen taraflar olmuştu. 2009'da ise yine mükemmel bir final maçında Federer Roddick'i 3-2 ile geçip tüm zamanların en fazla grand slam kazanan teniscisi olmuştu. Bakalım bu sene ne olacak. Biz tarafımızı şimdiden belli edelim. Tabiki her turnuvada olduğu gibi bu turnuvada da Rafael Nadal'cıyım.

17 Haziran 2010

It's Tango Time



Özlediğimiz bol gollü maçları görmek sevindirici. Arjantin turnuvaya kötü başlayan Higuain'in 3 golüyle güzel bir galibiyet aldı. Turnuva boyunca pas yüzdelerinin artması ve bitiriciliklerini biraz daha üst seviyeye çıkarmaları Arjantin'i finale götürür. Messi Maradona'nın rolünde oynuyo ve etkili gözüküyor. Maradona taç atışlarında ayağına gelen topla yaptıklarıyla sanki çıkıp hala oynayabilirim der gibi. Arjantin hala benim en büyük favorim.


Basketbolda Transfer Hamleleri



Önümüzdeki sezon avrupa final four hedefleyen Fenerbahçe'nin basketbolun başına Aydın Örs'ü getirerek ne kadar doğru bir iş yaptığını belitmiştik. Bu kapsamda oyuncu konusunda da iyi hamleler yapılması gerekiyor. Şu ana kadar ki tablo olumlu gibi. Koç olarak hırvat Spahija'nın takımın başına gelmesi ile birlikte oyun kurucumuz Roko Ukic ile 2 yıllık sözleşme imzalandı. Bunun yanı sıra en son Hakan Demirel'den beri ilk defa bir Türk oyun kurucu ile anlaştık. Milli takımın da oyun kurucusu olan Engin Atsür ile de 2 yıllık sözleşme imzalandı. Böylece bana göre point guard mevkiinde iyi bir ikili oluşturduk. Bu hamleyle birlikte büyük ihtimalle Lynn Greer önümüzdeki sezon takımda olmayacak. Sözleşmesi biten Damir Mrsiç ile de bence 1 yıllık daha sözleşme yapılmalı. Emektar kaptan yine en kritik anlarda oyuna girip üçlüklerini atmaya devam eder. Şu an yapılan hamleler doğru olsa da yapılan yanlışlar da var tabi. Ömer Aşık gibi bir uzunu büyük ihtimalle Galatasaraya kaptırdık. Semih Erden'in de NBA'a gitme ihtimali var. Bu yüzden sözleşmesi biten Oğuz Savaş'la da tekrar anlaşılmalı kesinlikle. Gazetelerde çıkan Kaya Peker haberleri ise umarım yalandır. Onun gibi bir oyuncuyu kesinlikle takımda görmek istemiyoruz. Ve son olarak eğer gerçekten final four istiyorsak da yabancı tercihleri kesinlikle çok iyi yapılmalı.

Viva Uruguay


Turnuva öncesi en büyük sempati duyduğum iki takımdan biri olan Uruguay ev sahibi karşısında aldığı net skorla gruptan çıkmak için büyük bir adım attı. Diego Forlan önderliğinde Suarez'in müthiş hareketli oyunu galibiyeti getirdi Uruguay'a. Bu iki forvetin de Fenerbahçe'yle adı geçmesi bile güzel duygular oluşturuyor insanda. Tabiki kaptan Lugano'nun Uruguay için ne demek olduğunu söylemeye gerek yok. Defansın belkemiği kaptan bu akşam gol atmak için bir hayli uğraştı ama değerlendiremedi. Umarım Uruguay grubu lider tamamlar ve ikinci turda kim gelirse gelsin son 8'e kalır.

13 Haziran 2010

Almanya ve Mesut


Şüphesiz şu ana kadar ki en keyifli maçtı. Aslında tek taraflı maç desek daha doğru olur. Almanlar benim süpriz beklediğim Avustralya'yı adeta sürklase etti. Fakın açılmasında tabi 10 kişi kalmaları da etkili oldu. Almanlar belki en büyük yıldızları Ballack'sız mücadele ediyor ama yeni yıldızları kesinlikle Mesut Özil. Her ne kadar bizi değil Alman milli takımını seçmiş olsada sahada bir Türk'ün böyle bir futbol sergilemesi bile gururlandırıyor. Maçı adeta domine etti Mesut ve sahanın en iyisiydi. Gerek pasları gerek defans arkası koşuları ile adeta turnuvanın yıldız adayları arasına soktu kendisini. Almanlarda Klose sanki dünya kupalarında gol atmak için doğmuş. Lahm'ın müthiş ortasında çok şık bir gol attı. Almanya ilk defa böyle genç bir kadroyla kupaya katıldılar belki ama görünen o ki turnuvanın en iyi takımlarından biri olduğunu gösterdiler. Yine en az bir yarı final yaparlarsa kimse şaşırmasın.



11 Haziran 2010

Before The World Cup

Favorim Arjantin
Plase Uruguay

AYDIN'lık Günler


Amatör branşlardaki başarıların üzerine gelen müthiş haber. Amaç gerçekten final-four ise bunun için daha iyisi olmazdı. Aydın Örs ile birlikte tekrar o tribünler dolacaktır. Final serisinde takımı çok iyi yöneten Ertuğrul Erdoğan ile de yola devam edilmesi yönetimin yaptığı bir diğer güzel iş. Basketbolda da aydınlık günler bizleri bekliyor.

5 Haziran 2010

Benim Favorilerim

Sylvie
Abbey
Dünya Kupası başlayınca maçların durduğu anlarda kameralar genellikle futbolcuların eşlerini ve sevgililerini gösterecek. Euro 2008 de bunu sıkça yaşamıştık. Dünya kupasına çok az bir zaman kala bende kendi favori futbolcu sevgililerimi paylaşmak istedim. Benim favorilerim Ingiliz golcü Peter Crouch'un sevgilisi Abbey Clancy ve Hollandalı Rafael van der Vaart'ın eşi Sylvie. Dünya kupasında zaten karşımıza çıkartır kameralar bu güzelleri.



3 Haziran 2010

Şampiyon Fenerbahçe Ülker


Futbol takımının kaçan şampiyonluğu üzerimize çöktü belki ama aslında bu noktada çok önemli bir şeyi atlıyoruz. Basketbol, voleybol ve diğer branşlarda kazanılan şampiyonluklarla belkide dünyada bir ilk yarattık. Dün gece taraftarla bütünleşen, sahada oynayan ve kenarda hiç oturmayan oyuncular işte Fenerbahçe taraftarının görmek istediği gerçek Fenerbahçe. O müthiş atmosferle birlikte çok iyi başladık maça. Daha ilk periyotta bitirdik esasında işi. Ömer ve Mirsad'da görmeye alışık olduğumuz o hırs, o mücadele bütün takıma yansımıştı. Semih çok iyi oynadı. Kinsey sanki 40 yıllık Fenerli gibi yerdeki bütün toplara atladı. Vidmar bütün final serisi boyunca taraflarlara ne olmuş bu adama yahu dedirtti. Ukiç savunmada iyi işler yaptı. Emir, Oğuz, Mrsiç, Greer bütün takım müthişti. Ama en önemli isim hiç şüphesiz Tanjeviç'in yokluğunda takımı yöneten Ertuğrul Erdoğan'dı. Gerçekten son derece soğukkanlı ama bir o kadar da maçı yaşayarak bütün bir final serisini idare etti. Tanjeviç gibi her oyuncuyu 5-10 dakika ortalamalarla oynatmadı. Süre verdi. Kime ihtiyacı varsa onu kullandı. Fakat en çok alkış alan hareketi hiç bunları yapmamış gibi maçtan sonra yaptığı mütevazı hareketlerdi. Seni yürekten kutluyoruz koç. Dün akşam kazanılan şampiyonluktan sonra son 4 senede kazanılan 3. şampiyonluk oldu bu Fenerbahçe için. Artık bu başarıların yanında avrupada da başarı gelmesi şart. Önümüzdeki senenin hedefi olarak final-four gösterildi. Tabi bunu başarmak için çok iyi bir kadro kurulmalı ve Tanjeviçle devam edilmemeli. Bu arada Ömer Aşık gibi bir oyuncuyu kaybettik bu sezon umarım önümüzdeki sezon iki taraf da hatasından döner ve yola devam edilir. Bu arada gazetelerde çıkan Oğuz Savaş ile yollar ayrılacak yerine Kaya Peker gelecek haberleri umarım doğru değildir. Şu takımda kimi görmek istemezsiniz diye bir anket yapılsa oyuncu olarak Kaya Peker koç olarakta Ergin Ataman benim ilk sıralarımda olur. İşallah yönetimde böyle bir hata yapmaz. Son olarak söylemek istiyorum seneye en az final 8 şart ama kesinlikle iyi bir kadro ile.



2 Haziran 2010

World Cup Fans T-Shirt


Hollanda Futbol Federasyonu 2010 Dünya kupası öncesi taraftarlar için t-shirtler tasarlamış. Bence fikir harika çok yaratıcı olmuş.

Harry Kewell // GQ




Yine Soderling


Geçen sene Roland Garros'da Nadal'ı eleyip Federer'in hiç kazanamadığı Fransa Açık'ta Federer'in önünü açan ve finalde kaybeden İsveçli tenisçi Soderling geçen sene yaptığı büyük sürprizin aynısını tekrarladı. Üstelik bu defada bir numaralı seri başı olan birini eleyerek. Kolay değil Roger Federer tam 23 Grand Slam'de en az yarı final oynamıştı. Bu sefer çeyrek finalde elenmiş oldu. Bakalım Soderling geçen sene kazanamadığı Roland Garros'da bu sene nasıl bir derece elde edecek.